top of page

Yeni hayat inşaatında ne aşamadayız ustam?

  • Yazarın fotoğrafı: Handeliko
    Handeliko
  • 27 Eki
  • 2 dakikada okunur

Blogu açtığımda kendime yeni bir hayat kurmaya çalışıyordum. Önceki hayatımdaki birçok şey değişmiş, arsa yeni hayat projesi için uygun hale gelmişti. Blog da bu sürecin dokümantasyonu için tuttuğum evrak kürek kısmıydı işin.


Yeni hayatta ayak


Durum raporu veriyorum.


Yeni hayatın inşaatında nereye mi geldim? Az gittim, uz gittim. Dere tepe düz gittim. İlk yazıyı paylaşalı 7-8 ay oldu belki de. Çok şey olmuştur diye düşünüyor insan, hele bir de değişime çok elverişli şartların oluştuğu bir dönemindeyse hayatının.


Fakat dürüstçe söylemeliyim ki bir bok başı olamadım. Arpa tanesi kadar yol gidemedim. Tek değişiklik şu an İstanbul’da olmam ama yer çekimsiz ortama dönen hayatımda onun da büyük bir önemi yok gibi geliyor bana.


Yeni bir hayat kuracağım demek; ben kimim ve ne istediğimi biliyorum, sevdiğimi sevmediğimi bilirim, eşimi dostumu tanırım demek. Yeni kuracağım o istediğim hayatın da ne olduğuna dair aşağı yukarı fikir sahibiyim demek. Yani öyleymiş.


Bende yeni hayat diye deli deli dolarak çıktığım bu yolda kendimi bile hiç tanımadığımı fark ederek, başladığım noktanın bile epey gerisine düşmeyi başardım.


Mesele yeni bir hayat değilmiş, anladım. İnsan önce kendini gerçek anlamda tanımalıymış.



Temel kazarken çalışmalar durdu.


İnşaat başlamadan önce temel kazma aşamasında kepçeyi bir vururlar hiç beklenmedik bir şey çıkar ya, sonra inşaat da bir süreliğine durmak zorunda kalır. Ben de Karadenizli müteahhit gibi karga tulumba işe giriştikten sonra daha temelde sıkıntı olduğunu fark ettim.


Tabii önceki hayatım bir prefabrik ev gibiydi. Temelsiz ve idareten yapılmış, başımı sokacağım bir yer. Temel kazmak gerekmemişti. Zemin etüdü de hepten yetersiz çıktı. Ben de bu yüzden hayatımla ilgili dışsal faktörler üstünde çalışmayı daha başında bırakıp kendimi kurcalamaya daha çok zaman ayırmaya başladım.


İnsan büyüyünce kendine dair en azından bir şeyler bildiğini zannediyor. 30 yaşlarına gelince de artık temel şeyler oturdu diye düşünüyor. Ama kendiliğin bütünleşmesi denen süreç yetişkinlikte de hız kesmeden devam ediyor. Winnicott şöyle demiş:


Bütünleşme, verilmiş bir durum değil; sürekli yeniden kazanılan bir durumdur.

Yetişkin hayatında da bir kriz, kayıp, boşluk döneminde bu bütünlüğün parçalandığını hissediyoruz ve yeni bir “bütünleşme çabası” başlıyor. Benim de kendimi keşfetme sürecim aşağı yukarı böyle bir çabaya denk düşüyor.


Yeni bir hayat, yeni bir düzen, iş, ev ya da başka bir şey üzerine mesai harcamayı bıraktım. Şu an ciddi ciddi, başlangıçtaki gibi bir hiçliğin ortasında, kendimi daha iyi tanımaya çalışıyorum. Bu kez kendime uydurduğum maskeleri değil, gerçekten benden içeri olan beni arıyorum. Basit bir kimlik sorgusu değil artık mesele. Jung demiş:


Kendini tanımak, gölgenle tanışmaktır.

Sadece aydınlık tarafımı değil; bastırdığım bütün şeyleri de dinlemeye, bulup çıkarmaya çalışıyorum. Personamdaki çatlaktan sızan gölgemle yavaş yavaş karşılaşıyorum.


Yeni hayat inşaatı, işte bunu yaptıktan sonra başlayacak. Benliğimi ve kimliğimi bulamaz da kendi kendimin devrik lideri olursam Handeliko Cumhuriyeti de yıkılır gider sonra. O yüzden şimdiki işim kendi temelimi kazmak, derinde ne var bulup çıkarmak ve önce Handeliko'nun benlik inşaatını tamamlamak.


Sonra demir ağlarla öreceğiz ana yurdu dört baştan.





Yorumlar


  • Instagram

Handeliko Cumhuriyeti

© 2025 Handeliko Cumhuriyeti

İletişim her şeyin temeli

Sorabilirsin. 

bottom of page