Yeni hayatımı anlatacağım
- Handeliko
- 14 Haz
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Haz
Fethiye'de yeni ve farklı bir hayata başladım. Keskin bir geçiş. Ani bir değişiklik ve işte, buradayım.

Ben yeni hayatlara alışkınımdır küçüklükten ama son 4-5 yıldır aynı çarkı güç bela döndürüp duruyordum. Aynı yerde, kafamın içinde saplandığım minik bir bataklıkta yaşıyordum. Yutulmaktan son anda kendimi kurtardım ve o yerden koşarak uzaklaştım. Buradaki hayatım ve bunu kayda geçirmek, anlatmak da bu yüzden önemli. Yeniden aynı boka batmamak için farklı yöntemler lazım artık.
Elverişli topraklar
Köklenmek için hayatımın isabetli bir döneminde ve elverişli bir ortamdayım şu sıralar. Bir de üstüne hiç olmadığım kadar özgürüm. Tam zamanlı bir işte çalışmak zorunda değilim. Her ay kira ve fatura ödemek zorunda değilim. Yetişkinim, kimseden bir şey için izin almak zorunda değilim. Kocam ya da çocuğum yok, kimseye ilgi veya bakım vermek zorunda değilim. Sevgilim yok, romantik ilgi duyduğum biri yok, üzüntüsünü veya özlemini çektiğim biri de yok. Bunlarla kafamın içinde vakit kaybetmeye mahkum değilim. Sağlıklıyım, özel bir şey uygulamak, beni sıkan veya yoran bir tedaviyi takip etmek zorunda değilim. Kısacası şu an ayağımı bağlayan şeyler hayatımda ilk defa bu kadar az ve ben de ilk defa bu kadar özgürüm.
Yazarken kafam çalışıyor
Yazmak ve anlatmak ise şu yönden önemli: Ben yazarken beynim daha iyi çalışıyor. Düşünürken maalesef kendisinden çok da iyi bir performans alamıyoruz. İçeride çılgın bir sirk var, ben de onun cambazıyım. Eğlenceli fakat günlük hayata katkısı pek yok bu çılgın sirkin. Bu yüzden arada deli manyak oyunlara ara verip normal insanlar gibi soluklanmak için ya konuşmam ya da yazmam gerekiyor. Birileriyle konuşmak, kafamdaki ishal kıvamındaki karmaşayı sırf kendi zihnimi düzenleyebilmek için sıçmak biraz acımasızca geliyor. (Evet, sıçmak. Az bile dedim.) Hayatımda ne kadar güzel insanlar olsa da ve beni hiç usanmadan dinleseler de bunu kötüye kullanmak resmen suistimal olur. Dolayısıyla yazmak bu iki seçenekten en makul olanı.
İnşaat var, dikkat
Şimdi burada, güne nasıl başladığım bile sıfırdan yeni bir şekil ve anlam kazanıyor. Her şeyi en baştan, sıfır noktasından inşa etmeye başladım. Kahveyi nasıl içtiğim, bahçeye nasıl baktığım, o gün yazacak mıyım yoksa bir taşın üstüne oturup boş mu bakacağım... Bunların hepsini sıpsıfırdan başka bir gözle anlamaya çalışıyorum.
Özgürlük ve boşluk
Bazen elimde bu sıfır kilometre yeni hayat sürümüyle ve bu özgürlükle ne yapacağımı bilemiyorum. Her şey serbestken, ne yapacağımı bilemediğim anlar oluyor. “İstediğini yap” denince insan biraz durup kalıyor. Çünkü istemek dediğin şey bile düzenli olarak kendini güncellemeye ihtiyaç duyuyor. Heyecanla yaşarım diye düşündüğüm boş günler, yaparken bayılacağımı düşündüğüm o hobiler bazen can sıkıntısıyla sonuçlanıyor. Sevdiğimi zannettiğim ve bu yüzden önceki hayatımdan yeni hayatıma taşıdığım bazı şeyleri ise aslında hiç gerçekten sevmediğimi fark ediyorum. Ya da tam tersi oluyor, sevmediğimden emin olduğum şeyleri aslında sevebilirmişim.
Bu özgürlüğü iyi kullanıp bunların hepsini öğrenmeye ve anlamaya çalışıyorum.
Kayıt tutmak
Bu blogu açma sebebim de bu sürecin kaydını tutmak. Kafamda dağınık ve bulanık duran şeyleri yazarak berrak ve okunaklı hale getiriyorum yazarken. Kendim için bu kayıtlar hem oluşturulurken daha iyi görmemi sağlayan bir gözlük gibi iş görüyor hem de sonrasında dönüp bakmak için somut bir ürün haline geliyor.
Kayıtları paylaşmak
Bunları blogda paylaşmak yerine neden günlük gibi yazıp kendime saklamadığım sorusunun cevabı ise şu: Çünkü en azından 4 kişinin bunları okuyacağını biliyorum. Aynı şeyleri yamuk yumuk anlatmaya çalışmaktansa bu 4 kişi buradan kafamın içinde dönenleri okuyabilir bu sayede. Ve tabii okumak isteyen bir beşincimiz olursa onu da bekleriz.
Comments